Obama, ana kampanyasını gençler üzerine kurguladığında, bu gençlere nasıl ulaşacağını çok iyi biliyordu. Gençler televizyon izlemiyor, gazete – dergi okumuyor, onun yerine sosyal ağlar üzerinden iletişimde bulunuyorlardı. Sosyal medyanın bilincinde olan Obama da bu gücü kullanarak ve örgütleyerek dünya’daki en büyük sosyal medya başarısına imza attı. Kampanyanın sonunda Amerika Başkanı seçildi. Peki ne yapmıştı Obama ve nasıl yapmıştı?
Bunun için ilk yapması gereken projenin başına en uygun kişiyi getirmekti. Bu kişi Mark Zuckerberg ile birlikte Facebook’u kuran genç Chris Hughes idi. Chris göreve gelmeden önce barackobama.com yayındaydı ama o da etkinliği çok azdı ve zaman zaman çökmeler yaşanıyordu.Yukarıda bahsettiğimiz merkez üssü olarak canlandı değil mi aklınızda?
Chris, Nisan 2007′de bu kampanyanın internet direktörü olarak göreve geldi. Riskli bir karardı aslında bu.Çünkü hem gençti hem de Facebook gibi bir şirketi kurduktan sonra ayrılmak kolay bir karar değildi. Genç Chris, Amerika Başkanı’nı seçtirme etkisinin verdiği heyecan ile bunu göze aldı.
Göreve geldiğinde, ilk olarak yaptığı iş Barackobama.com’u düzenleyerek daha etkili kullanıma açmak oldu. Bir diğer site ise mybarackobama.com idi. Burayı Facebook tarzı bir sosyal ağa çevirdi. Burada kullanıcılar kendi profillerini oluşturuyor ve bloglarını yazıyorlardı.. Obama yandaşlarının kendi etkinliklerini organize edebilecekleri bir ortamı kolaylaştırdı ve yönetilebilir bir alan yarattı.
Bu sosyal ortam ile gençlerin dikkatini çekmeyi başaran Obama, gençleri daha etkin bir şekilde seçim sürecinin içine katmayı bu sayede başarmış oluyordu. Genler, kendilerinin de Obama politikasının bir parçası olduklarını hissettiler. Amerika’da daha önce bu tür siyasi hareketler hiç ilgi çekmezken ,bu gençler kendi istekleri ile aktif siyasetin içinde rol oynadılar. Artık bir politikacının sadece dinleyicisi ya da seçmeni değil bu sürecin birer parçasıydılar.Bu sosyal medya çalışması ile de yapılmak istenen tam olarak buydu.
Obama, ilk başta e-posta ile iletişim kurdukları gençlere mobil kampanyalar ve sms ile de ulaşıyordu. Bu süreçte bazı kişiler öne çıkınca hemen bu konuda blog yazarlığına teşvik ediliyordu. Obama’nın kurduğu sosyal ağların yanı sıra Facebook, Twitter, Friendfeed gibi ünlü sosyal ağlar da çok etkin bir şekilde kullanılıyordu. Hatta bir Obama gönüllüsünün Myspace’de 160.000 den fazla kişiye ulaşması bu sürecin ne kadar başarılı yönetildiğini gösteriyordu.
Sosyal medya çalışmaları online ortamın dışında da çok güçlü destekleniyordu. Özellikle, üniversitelerde ve üniversitesi olan kentlerde bu sitenin reklamı çok iyi yapılıyordu.
Kampanya içinde “Viral Pazarlama” çok etkili iyi bir şekilde yönetiliyordu. “Super Obama Girl” isimli bir kısa video dizisi oluşturulmuş ve bu video sadece YouTube’da 15 milyon kere izlenmişti
Kampanyanın Advergaming tarafı da vardı tabiî ki. “Race to White House” (Beyaz Saray Yarışı) isimli bir oyun yaratılmış ve bu sayede gençlerin ilgisi kampanyaya çekilmişti.
İlerleyen zamanlarda yoğun ilgi ile birlikte sitede “bağış yap” tuşu ile genç seçmenler, kampanyaya maddi destekte oluyorlardı ve buda diğer uygulamalar gibi tarihin en büyük bağış toplama rekoru oluyordu. Obama bu sayede çok büyük bir gönüllü seçmen ordusu kurmuş oluyorduGençler kampanyanın bir parçası olarak hissettikleri için oy vermekten ziyade, kampanya için gönüllü olarak çalışmayı, hatta ceplerindeki parayı istekli bir şekilde Obama için harcamayı bir ayrıcalık olarak görüyorlardı.
Obama’nın ekibi gençleri örgütlemenin daha iyi bir yolu olmadığının bilincindeydiler. Onun için risk aldılar ve çok büyük bir başarıya imza attılar.
2011 yılındaki seçimlerde bizim siyasetçilerimizin bu kavramı nasıl kullanacakları büyük bir merak konusu oluyor.
Sosyal medya adına öğrenecek çok şey var…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder